Neden Saldırganız?
Saldırganık Kavramı ''Diğer bir canlıya veya nesneye yönelik itici ve rahatsız edici davranışlar''olarak tanımlanmaktadır.Saldırganlık kavramın tam olarak net bir tanımı yoktur.''Hangi davranışların saldırgan olarak değerlendirilmesi üzerine tamamen anlaşılmış bir yanıt yoktur.Saldırganlık başkalarını bir şekilde incitmeyi amaçlayan hertürlü davranış ve eylemdir.''şeklinde tanımlamak daha doğru bir tanımdır.
Bu zarar verme şekli sözel, fiziksel ya da psikolojik
olarak yapılabiliyor. Kişinin içinde bulunduğu psikolojik duruma ya da
çevre koşullarına bağlı olarak olabildiği gibi çeşitleri nedenleri
bulunuyor. Zarar verilen kişide olumsuz sonuçlar bırakan saldırganlığın
birçok çeşidi bulunuyor.
Saldırganlığın Sebebleri
Alkol ve madde kullanımının zararlı etkileri
Beyin zedelenmesini etkileyen kazalar
Beyni etkileyen hastalıklar
Sara,bunama,beyinsel hastalıklar
Psikiyatrik hastalıklar
Saldırganlığı tetikleyen etkenler
Erkek olma
Yoksulluk ve eğitimsizlik
Çoçuklukta şiddete maruz kalma
Evebeynin saldırgan tavırları
14-24 yaş aralığı
Aile ve çevrenin yetersiz oluşu
Eğitim seviyesinin düşük olması
Madde kullanımı
Saldırganlık Kuramları
Saldırganlık eğilimi üzerinde 4 temel teori ortaya atılmıştır.
1.İÇGÜDÜSEL YAKLAŞIM
Saldırganlık kuramlarınından içgüdüsel yaklaşımı savunan en ünlü psikanalizciler Freud ve Lorenz'dir.Bu iki psikanalizci tamamen zıt görşe sahipler.Lorenz'e göre saldırganlık güsü yaşama hizmet ederken Freud'ta ise tamamen Ölümün hizmetinde oldugunu ileri sürmüştür.Freud'a göre saldırganlik davranışı insanın ve hayvan doğasının doğuştan gelen,genetik kökenli bir içgüdünün dışavurumu olarak görüyor.
Bu kuram bireyin davranışı iki temel içdiden kaynaklandiğini belirtiyor.Yaşam İçgüdüsü(ethos),Ölüm içgüdüsü(thatonos) Eros kişileri haz aramaya ve isteklerinin gerçekleştirmeye yöneltirken Thatonos ise;benlik yıkımına yöneltiyor.Bu kurama göre saldırganlık insan doğasının kaçınılmaz bir parçasıdır ve bireyin kontrolü dışında olduğunu söylüyor.
2) KATARSİS KURAMI (BOŞALMA)
Saldırganlık duygularının boşalımına katarsis (boşalma)
deniliyor.
Saldırganlık dürtülerinin saldırganlığın açığa vurulması ya
da boşaltılması ile azaltılabileceği kuramıdır. Birçok psikoterapist
hastalarının anlatamadıkları duygularını anlatmaları için onlara cesaret
vermekte ve böylece onların duygusal coşkuları serbest kalarak rahatlamaların
neden oluyor. Eğer insan saldırgan duygular içersinde ise bu duygularını
saldırgan davranışta bulunarak boşaltabiliyorsa, saldırgan davranışta bulunma
eğilimi azalıyor.
Katarsis teorisine göre 2 tür katarsis yaşanıyor.
o Duygusal
Katarsis: Uyarılmışlık ve öfkede bir azalma olmasıdır.
o Davranışsal
Katarsis: Saldırgan olmaya karşı azalan eğilim yaşanmasıdır. (Keskin, 1998).
Saldırganlığın katarsis ile ilgili 3 sonucu bulunuyor;
o Kızgın
kişilerin fizyolojik rahatlaması saldırgan davranışlar ile azalırken, gevşeme
saldırgan olmayan eylem ile ortaya çıkabiliyor.
oo Saldırgan
duygular ile yüklü bir bireyin gerçekleştirmek istediği saldırgan davranış,
başka bir birey tarafından gerçekleştirilirse saldırganlıkta azalma oluyor.
ooo Saldırgan
eylemleri izlemek, kızgın kişilerde saldırganlığı artırıyor (Keskin, 1998 s).
3) ENGELLEME – SALDIRGANLIK MODELİ
Saldırganlığı içgüdü kuramından farklı bir biçimde açıklayan
engelleme-saldırganlık modelinde ise, saldırganlık bir dürtü olarak görülüyor.
Bir içgüdünün tersine, dürtü her zaman varolan, sürekli artan bir enerji
kaynağı değildir. Bu enerji modeline göre, kişi saldırgan davranmaya
güdüleniyor, ancak bu güdülenme doğuştan faktörlerle değil, engellenmenin
yarattığı bir dürtüden kaynaklanıyor. Engelleme, kişinin amaca yönelik
davranışının dışsal olarak bloke edilmesi demektir. Engellenme, bireyin dış
çevre-sinden gelebileceği gibi, iç dünyasında yaşadığı çatışmalar sonucu da
meydana gelebiliyor . Engellenmenin dozu veya amacı gerçekleştirme isteğinin
gücü, saldırganlık eğiliminin gücünü de belirlerken, sonuçta karşılaşılacak
olan cezanın büyüklüğü, doğrudan saldırganlığı azaltıyor. (Dollard vd., 1988: 247)
4) SOSYAL ÖĞRENME KURAMI
En kabul gören saldırganlık kuramlarından biriside; Albert
Bandura nın öncülüğünü ettiği sosyal öğrenme yaklaşımıdır.
Bu yaklaşıma göre; kişiyi saldırganlığa iten güçler içsel
olmaktan daha çok dışsaldır. Bu kuramın dışsal etkenlere daha büyük önem verse
de, kişiyi yalnız çevre etkenlerine (ödüller, cezalar) tepki veren güçsüz bir
organizma olarak görmüyor. Bu kurama göre, çevre – kişi arasında çift yönlü bir
etkileşim söz konusudur. Hem çevre etkenleri davranışları şekillendirip
etkiler, hem de çevre davranışlarından etkileniyor (Tiryaki, 2002 s.115)
Öğrenmenin saldırganlığın türü ve miktarı üzerinde önemli
etkisi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu kurama göre çocuklar, saldırgan
davranışları gözlem ve taklit yoluyla öğreniyor. Saldırganca tepkilerin
ödüllerle pekiştirilmesi ise, saldırganlığın güçlü bir alışkanlığa dönüşme-sine
neden oluyor. Ödüllendirilme dışardan olduğu gibi, bireyin kendi içinde duyduğu
bir doyum ve gerilimden kurtulma duygusu da olabiliyor. (Köksal, 1992: 36)
Yorumlar
Yorum Gönder